Eğer arkadaşım önemli bir konu hakkında konuşacağını söylememiş olsaydı, bu saatte sıcak evimden çıkıp da köyün yüksek bir kesiminde kalan bu değirmenin önüne gelmezdim. Hele de bu sıralar köyde kulaktan kulağa yayılan ürpertici fısıltılar varken. Yıldızsız gecede tepemde parlamakta olan ayın solgun ışığı, zaten buz gibi olan havaya daha soğuk bir atmosfer katıyor, tüm sıcak renkleri daha soğuk tonlara boyuyordu. Hala gelmemişti. Beklemeye devam ettim.
Montumun yakasını neredeyse kulaklarıma kadar çekerken gözüm usulca dönmekte olan değirmene takıldı. Kesinlikle korkutucu görünüyordu. Onun artık gelmeyeceğini düşünerek geri dönmek üzereydim ki yaklaşık elli metre uzağımda kalan ağaçların arasından çıkarak değirmene doğru ilerleyen figürü görünce durdum. Gelen arkadaşımdı.
"Nerede kaldın?" diye sordum. "Bu soğukta beni bekletmen hoş değil."
"Üzgünüm", dedi sevgili dostum. "Konuşmamız gerek."
"Ne hakkında?" diye sordum ovaladığım ellerime ılık nefesimi verirken.
"Köyde ne olduğunu biliyor musun?" diye sordu.
"Eh işte," dedim. "Etraftan duyduğum üç beş laf kadar."
"Ürpertici, öyle değil mi?" dedi arkadaşım.
"Köyümüze dadandığı söylenen şu hayalet hikayesi mi?" dedim, korkmuyormuş gibi yaparak. "Hani insanların evinde gördüğünü söylediği?"
"Evet," dedi arkadaşım. "Dahası, şarkı söylüyormuş."
Yalandan bir gülüş atarak, "Ne saçmalıyorsun?" dedim. "Beni buraya dalga geçmek için mi çağırdın?"
"Hayır," dedi yüz ifadesi ciddileşirken. "Seni buraya dikkatli olman konusunda uyarmak için çağırdım."
Ardından sözlerine devam etti : "Dün gece komşumuz tuvalete gitmek için kalkmış. Lambayı yakıp girdiğinde içeride birinin, ya da bir şeyin olduğunu fark etmediğini söyledi. Ama işini bitirdikten sonra ellerini yıkarken bir anda şarkı söyleyen, tiz bir ses duymasının üzerine içeriye göz gezdirdiğinde onu görmüş. Gözleri çok büyükmüş ve gözkapakları yokmuş. İncecik dudaklarının arasından çıkan melodiler eşliğinde kilitlenmiş bir şekilde onu izliyormuş."
Belki bu hikayeyi başka bir saatte, başka bir yerde dinleseydim beni şu anki kadar korkutmazdı. Belki de bu hikaye sadece böyle bir atmosfer ile birleştiği için beni ürpertmişti. Arkadaşımın komşusunun başından geçen bu hikayeyi bilmesem de köyümüzde halkı korkutarak eğlenen bir varlık olduğu söylentisini ben de duymuştum. İnsanlar bu sıralar gergin ve tedirgindi. Başka insanlardan dinlediğim birkaç hikayeyi düşünürken dalıp gitmiştim. Uzunca bir süre sessizlik oluştuğunu fark ettiğimde dalıp gittiğim düşüncelerimden sıyrılıp arkadaşıma bakmak için bakışlarımı yerden kaldırdım. Ama gördüğüm şey kocaman açılmış gözlerdi. Göz kapağı olmayan iri gözler, epeyce uzun bir boy; ince, çarpık kol ve bacaklar...
Sırtını kamburlaştırarak eğilmiş, suratımın dibinden bana bakıyordu. Donup kaldım. Gülümseyen ince dudakları aralandığında, sessizliği bölen şey tiz perdelerden atılan ince melodiler oldu.
* Hikaye tarafımca kurgulanmış ve yazılmıştır. *
Bir Şarkı Fısılda
3
Yorumlar
Yalnızca üye olan kullanıcılar yorum paylaşabilir veya hikaye beğenebilir.
rositowe : Ya biliyodum ya
raven : Şşşt 😂
honey : hasktr
Arkada Çalsın...