* Domuzlar Sosyetesi I adlı hikayenin devamıdır. Eğer okumadıysanız, önce ilk bölümü okuyun.*
"...Daniel, 'hadi gel, giyiniyoruz', dedi. Kimyasal elbise kıyafetleriydi bunlar.
'Bu kıyafetler neden?' dedim.
Yine, 'kurallar', dedi.
Giyindik. Eldivenleri taktık. Daniel, domuz maskesini uzatırken, 'asla ama asla maskeni çıkartma' dedi. 'Kural kuraldır. Buna uymak zorundasın.'
Ben buradan çıkmak istediğimi söyledim. Tüm bunlar artık saçma geliyordu. 'Hadi ama, sakin ol,' dedi. 'Bak, daha asıl eğlenceyi görmedin.'
Daniel kapıya vurdu. Kapı açıldı ve iki kişi bizi aldı. Farklı bir koridorda yürüdük. Koridor başka bir odaya çıktı. Sorgu odası gibiydi. İçeride altı kişi vardı. Aynı bizim gibi giyinmişlerdi.
Daniel, 'Tamamdır, biz de sekiz kişi olduk,' dedi.
Etrafı inceliyordum. Arkası gözükmeyen bir cam vardı. Oturmamızı istediler. Sekiz tane sandalyeye tek tek oturduk. Kumanda benzeri bir alet verdiler. 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 olmak üzere altı tane numara vardı.
Daniel 'a döndüm. 'Bu ne?' diye sordum.
Daniel sus işareti yaptı.
Camın arkasındaki ışık yandı. Çırılçıplak ve gözleri kapalı altı kişi camın arkasındaydı. Hepsinin ellerinde birden altıya kadar numara vardı. Bunların üçü erkek, üçü kadındı.
Daniel, 'oylama başladı,' dedi. Herkes bir numaraya basıyordu. 'Seç bir numara.'
'Ne için?' dedim.
'Sadece seç,' dedi.
Dört numarayı seçtim. Oylama sonucu açıklandı. Üç kişi, dört numarayı seçmişti. Diğerleri farklı kişileri seçtiler. Herkes alkışlayınca ben de alkışladım. Biraz bekledikten sonra, odada başka bir kapı açıldı. Devasa bir salona geldik. Bir balo salonu gibiydi. İçeride klasik bir müzik çalıyordu ve içerisi insan doluydu. Hepsi bizim gibi giyinmişti. Sekiz tane yuvarlak masa saydım. Masalar büyüktü ve her masada sekiz sandalye vardı. O zaman benimle birlikte oylama yapan insanların benim grubum olduğunu anladım. Beraber yemek yiyecektik. Domuz maskeli garsonlar servis yapıyordu. Maskeli insanlar ise, birbirleriyle sohbet edip gülüşüyorlardı.
Bir süre sonra ışıklar söndü. Herkes çığlık çığlığa bağırmaya başladı. Sekiz masanın üzerindeki spot ışıklar yandı. Sadece masalar aydınlıktı. Domuz maskeli bir garson yanımıza geldi.
'Bu gece sizin garsonunuz ben olacağım,' diyerek bizi masamıza götürdü. Oturduk.
Daniel 'a , 'kimyasal kıyafetlerimiz var. Ellerimizde eldiven. Bu şekilde nasıl yemek yiyeceğiz?' dedim.
Daniel, 'bu şekilde yeniyor zaten,' dedi.
Bir süre sonra, masanın üzerinde bulunan, dekor sandığım yuvarlak kapak açıldı. Ayaklarından bağlanmış şekilde, seçtiğimiz 4 numarayı taşıyan genç masaya doğru düştü. Ama masaya değmedi. Ayakları tünelin içinde, nereye gittiğini bilmediğim bir zincire bağlıydı.
Korkuyla, 'Bu ne?' diye sordum.
Daniel, 'yemeğimiz,' dedi.
'Yemeğimiz mi?' dedim.
'Evet,' dedi Daniel. 'Yemeğimiz bu işte.'
Garson yanımıza birer kap koydu ve kemikler için olduğunu söyledi.
Daniel gülümsedi.
O gülümseme ile anladım. Daniel insan değildi. Başka bir şeye dönüşmüştü.
Kalkmak istedim. Daniel bacağımdan tuttu. 'Eğer yemeden kalkarsan,' dedi. 'Bir dahakine yenilen kişi sen olursun.' ve ekledi. 'Kurallar.'
Salonun ucunda iki kapı açıldı. Bir sürü garson ellerinde tabaklarla içeri girdi. Herkes deli gibi alkışlıyordu. Bizim masamıza da geldiler. Önüme gelen tabakta çok keskin olduğunu düşündüğüm bir bıçak gördüm..."
* Bazı detayları es geçmek istiyorum. Paul bu kısımda yamyamlık olayını detaylarıyla yazıyor.*
"... Uzaktan bana bakan domuz maskeli garsonu fark ettim. Bana bakarak kendi aralarında konuşuyorlardı. Sonra yanımıza geldiler. Daniel 'ın kulağına bir şeyler söylediler. Daniel bana döndü ve, 'Dostum, yemek zorundasın,' dedi.
Yemedim.
Daniel kulağıma eğildi. 'Dostum, bak. Yemezsen seni götürecekler,' dedi. 'Bir sonraki yemek sen olacaksın.'
Üzerimdeki baskı kalksın diye biraz yedim.
Biliyor musunuz o gece hiç bitmedi. Eve sabaha karşı döndüm. Uyuyamadım. Ne zaman uyusam o çocuğu görüyordum. Bir de sorgu odasında ona verdiğim oyu. Üç hafta kadar geçmişti. Hayatım mahvolmuş bir şekilde devam ediyordu. Derken Daniel aradı.
'Dostum,' dedi. 'Haftaya yemek var.'
'Sen çıldırdın mı?' dedim. 'Ben artık gelmiyorum. Beni bir daha arama.'
Aradan birkaç gün geçti. Bilinmeyen birinden gelen bir mail aldım. Domuzlar Sosyetesinden ayrılmanın bedeli olarak 25.000 dolar istediler. O gün soyunma odasında, kıyafetlerimde bulunan tüm verileri kopyalamışlardı. Bir cüzdan kodu gönderip altı gün süre verdiler. Kredi çektim ve istedikleri parayı bitcoin olarak ödedim. Onlardan kurtuldum.
Bilin istiyorum. Dünya, sokakta gördüğünüz mutlu insanların mutlulukları gibi değil. Karanlık çöktüğünde hepsi o maskelerini çıkartıp birer domuz oluyor. Ben Paul, ve galiba o domuzlardan biri de benim."
Bu hikayenin gerçekliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Şahsen gerçek olmayan, kurgu bir korku hikayesi olduğunu düşünüyorum. Sizlerin düşüncelerini de burada görmek isterim.
Domuzlar Sosyetesi II - Bir Dark Web Hikayesi
1
Yorumlar
Yalnızca üye olan kullanıcılar yorum paylaşabilir veya hikaye beğenebilir.
honey : Bence de kurgu gibi
Arkada Çalsın...