ForestTheCreepy
Giriş Yap   
Gecenin Gözleri

Nereden başlamalıyım? Bu, gerçekten tüylerimi ürperten bir hikaye. Artık kendimi çoğunlukla tedirgin hissediyorum. Biraz paranoya edindim. Yalnız kalmaktan korkuyorum. Aynalara bakmaktan ürküyorum. Sanki bir gün tekrar karşıma çıkacakmış gibi...

Her şey şehir dışında yeni bir eve taşınmamızla başladı. Kocam bir polis ve görev yeri değiştiği için o sıralar yaşadığımız Chicago 'dan ayrılıp başka bir şehre, Detroit 'e taşınmıştık. Detroit 'e ayak bastığımız ilk andan itibaren buradan pek hoşlanmamıştım. Şehrin küçük bir bölümü hariç geri kalan yerlerinde oldukça eski yapılar ve ürkütücü bir atmosfer hakimdi.

Henüz burada bir ev satın alacak kadar paramız yoktu. Arabamızla bir süre pek de bakımlı sayılamayacak bahçeleri olan eski evlerin sıralandığı geniş caddelerde dolandık. Henüz 8 yaşında olan bir kızımız vardı. O arka koltukta uyuyordu. Eşimle ben de yaklaşık 20 km/s hızla ilerleyen arabamızın camlarından bahçesine kiralık tabelası çakılmış evlere göz gezdiriyorduk. Kalacak bir ev bulmakta sorun yaşayacakmışız gibi durmuyordu zira çoğu ev kiralıktı.

Gözümüze kestirdiğimiz bir evin önünde durduk ve daha yakından inceledik. Orta büyüklükte bir bahçesi vardı, biraz bakıma ihtiyacı vardı o kadar. Evin kendisi ise bu yerleşim yerindeki çoğu ev gibi eski tip bir mimariye sahip olsa da en azından diğerlerinden daha güzel görünüyordu. Tabelanın üzerindeki numarayı tuşladıktan yaklaşık on beş dakika sonra emlakçı yanımızdaydı ve bize evi gezdirdi. İki katlı ve üç kişilik ailemize yetebilecek bir evdi. Burayı kiralamaya karar verdik.

Eve yerleşme sürecimiz birkaç hafta sürdü. Birinci kattaki oturma odasını oldukça güzel dizayn ettik. Yatak odası, kızımızın odası ve giyinme odası ikinci kattaydı. Uzunca bir süre her şey normaldi. Eşim polis olduğu için evde kızımla yalnız kaldığım vakitler bir hayli fazla oluyordu ve kendimi dışarıdaki tehlikelere karşı güvende hissedebiliyordum. En azından tehlikenin evin içinde olduğunu anladığım o geceye kadar bu böyleydi.

O gece, eşim henüz işten gelmemişti. Kızımızı uyuttuktan sonra aşağı kata inip televizyon izlemeye başlamıştım. Yarım saat kadar sonra uykum gelince dişlerimi fırçalayıp yatak odasına yöneldim. Çift kişilik yatağın her zaman yattığım tarafına yanlamasına uzandım. Sırtım açık olan yatak odası kapısına dönüktü. Cep telefonumun saatine baktım : 11.00
Gözlerimi kapatıp uykuya dalmıştım. Yatağa biri oturduğunda hissedilen, yataktaki o hafif göçme hissi ve gıcırtı sesi ile uykum daha hafif bir hale gelene dek yarım saat kadar uyumuşum sanırım.
"Sen mi geldin hayatım?" diye sordum uykulu sesimle. Ne gözlerimi açmıştım, ne de arkama, ona doğru dönmüştüm.
"Evet tatlım," dedi. Ve ardından parmaklarını saçlarımda gezdirmeye başladı.
O bunu yaparken ben de belli belirsiz gülümsedim ve elini yakalayıp tuttum. Elleri biraz soğuktu. "Dışarısı soğuk, öyle değil mi?" dedim, uykudan çatallanmış sesimle. Cevap vermedi.

Saat 12.00 gibi bir sese uyandım. Sanırım kapı kapanma sesiydi. Eşim aşağı kattan, "Nathalie, ben geldim hayatım!" diye seslendi. Bir iki saniye kadar sonra panikle gözlerimi açtım ve hızlıca arkama dönüp yatağa baktım. Eşim yatakta değildi, zaten aşağıdan seslenmişti. Yatak odasının kapısı hala açıktı. Eşim orada belirdiğinde, fal taşı gibi açılmış gözlerimle ona baktığımdan olsa gerek, "Her şey yolunda mı?" diye sordu.
"Sen zaten gelmemiş miydin?" diye sordum.
"Hayır," dedi John. Eşimin adı John 'du. "Yeni geldim."
Kısa süren sessizliği John bozdu. "Belki rüya görmüşsündür."
"Belki de," dedim. Ama bunun bir rüya olmadığını anlamam uzun sürmeyecekti.

Birkaç gün sonrasıydı. Eşimin işten erken geldiği bir gün biraz dışarıda zaman geçirdik. Kızımla parkta oynadık, alışveriş yaptık, o akşam yapacağımız film gecesi için biraz abur cubur aldık ve eve döndük. Eve girdiğimizde batmakta olan güneş, gökyüzünü pembeli tonlara boyuyordu. Birkaç saat sonra pijamalarımızı giydik ve oturma odasındaki kanepelere yayıldıktan sonra filmi başlattık. Keyifli geçen bir buçuk saatin ardından kızım kanepede uyuya kalmıştı. Eşim onu odasına taşırken ben de henüz silmediğim makyajımı temizlemek için banyoya gitmiştim. İşimi bitirdikten sonra yüzümü kuruladım. Yatak odasına, eşimin yanına dönmeden önce kızımı kontrol etmek için onun odasına yöneldim. Kapının eşiğinde durdum. Odası loş, mavi bir gece lambasıyla aydınlanıyordu. İçeri girdim. Üzerini biraz daha örtmek için yatağına doğru yaklaştım. Bu sırada kapakları aynalı dolabının önünde duruyordum. Yorganı üzerine biraz daha çektikten sonra tam yanından ayrılacaktım ki aynadaki hareketin dikkatimi çekmesiyle duraksadım. Aynaya baktığımda o kadar korktum ki, çığlık atmamak için ağzımı ellerimle kapattım. Kızımın yatağında, göz yuvaları boş, karanlık, ağzı açık, uzun siyah saçları kızımın yüzüne sarkan bir figür, kızımın saçlarını okşuyordu. Hızla arkamı dönüp kızımın yatağına baktım ama orada kimse yoktu. Kalp atışlarımı kulaklarımda duyarken koşar adımlarla kapıya yöneldim.

Bir dakikadan kısa süre içerisinde eşimle birlikte kızımın odasına geri dönmüştüm. Eşimi peşim sıra buraya getirirken tek söyleyebildiğim, "Aynada bir şey var, John, aynada bir şey var!" diye sayıklamak oldu. Eşim odaya girdiğinde ilk olarak etrafa hızlıca bir göz gezdirdi. Sonra aynaya yaklaştı ve baktı. "Nathalie, burada hiçbir şey yok canım," dedi sakin duyulmasına çabaladığı bir ses tonuyla. Biraz olsun sakinleştiğimde ona kızımızın odasına neden geldiğimi, ayrılmak üzereyken aynada ne gördüğümü detaylıca anlattım. John sakin görünmeye çalışsa da söylediklerimden ürperdiği belli oluyordu. Birbirimizle fısıldaşarak konuşuyorduk ama kızımız uyanmıştı. Gözlerini açtığında bizi orada dikiliyor görünce tedirgin bir ses tonuyla, "Anne, baba," dedi.
Gülümseyerek, "Bu gece bizimle uyumak ister misin tatlım?" dedim.
Kızımız o gece bizimle birlikte uyudu.

Artık eşim işe gittiğinde evde yalnız kalmaktan oldukça korkuyordum. Tabii ki olanları kızımıza belli etmiyorduk. Evde kızıma tedirgin görünmemeye çalışıyordum. Ama bunu pek de beceremiyordum sanırım.

Birkaç hafta sonra, eşimin evde değil işte olduğu bir gece en korkutucu tecrübelerimden birini yaşadım. Aklıma geldiğinde hala tüylerim ürperiyor. O gece eşim evde değildi ve yatak odamızda yalnız uyuyordum. Bir an uyandım ve odanın loş karanlığına gözlerimi açtım. Yanıma baktığımda korkuyu iliklerimde hissettim. Yorganın altında bir şey vardı ve arkası bana dönüktü. Sadece başı yorganın dışındaydı. Bu, o gece kızımın odasında, aynada gördüğüm aynı siyah saçlardı. Ses çıkarmamaya ve uyanık olduğumu belli etmemeye çalışarak başımı diğer tarafa çevirdim. Şu anda boş gözleri karşısındaki duvara bakıyor olmalıydı. Odanın sessizliğinde duvar saatinin tıkırtısını dinlerken ağlamamaya çalışıyor ve eşimin eve gelmesini diliyordum.

Ertesi gün eşimle bu konuyu konuştum. Başka bir eve taşınmaya karar verdik. Orada sadece 1 hafta daha kalacaktık o kadar. Bir haftalık süreyi eşyalarımızı toparlayarak geçirdik. Evdeki son gecemizde onu bu sefer eşim de gördü. Birlikte uyuyorduk. Gecenin bir yarısı uyandığımda onun yatağımızın ucunda oturduğunu gördüm. Korkuyla ve usulca eşimi dürttüm. Zaten uyanık olduğunu bilmiyordum. Yüzü bana dönüktü, ben onu dürtünce gözlerini açtı ve işaret parmağını dudaklarına götürerek sessiz ol işareti yaptı ve gözlerini tekrar kapattı. Ben de gözlerimi kapattım. Yataktan hafif bir gıcırtı gelince onun yatağın ucundan kalktığını anladım. Nereye gittiğini bilmiyordum. Bir süre sonra gözlerimi hafifçe aralayıp nerede olduğuna baktım. Eşimin suratının dibine girmiş, boş göz yuvaları ve kocaman açtığı ağzıyla ona bakıyordu. Saçları eşimin yüzüne değiyordu. Eşim gözlerini sımsıkı kapatmıştı. Ben de gözlerimi kapattım. Nabzımı kulaklarımda duyabiliyordum.

Ertesi sabah dün gece hakkında hiç konuşmadık. Başka bir eve yerleştik ve bu konuyu hiç açmadık. Bir daha bu tür olaylar da yaşamadık. O evdeki şey neydi bunu bilmiyorum. Bir gece gözlerimi açtığımda onu suratımın dibinde bana bakarken görmekten korkuyorum.

* Hikaye tarafımca kurgulanmış ve yazılmıştır. *

Yorumlar

Yalnızca üye olan kullanıcılar yorum paylaşabilir veya hikaye beğenebilir.

honey : Yazdığın hikayelerde okuyucuya hikayenin atmosferini öyle bir veriyorsun ki 😂

Beğenmeler

Arkada Çalsın...